Kamala Harris’in muhtemel başkanlığı Amerikan dış politikasını nasıl etkileyebilir?
ABD Başkanı Joe Biden, başkanlık yarışından çekilmesinden sonra yerine Başkan Yardımcısı Kamala Harris'e destek verdi.
Harris henüz resmen Demokrat Parti'nin başkan adayı seçilmedi. Ancak başkanlık yarışını kazanırsa, ABD'nin ilk kadın ve Hint ve Jamaika kökenli başkanı olacak.
Aynı zamanda, 1829'da başkan seçilen Andrew Jackson'dan sonra göçmen çocuğu ilk başkan olma unvanını alacak.
Başkan Yardımcısı Kamala Harris'in uluslararası meselelerdeki sicilini ve dış politikadaki duruşunu derledik.
Ukrayna
Kamala Harris ve Cumhuriyetçi Parti'nin adayı eski başkan Donald Trump'ın seçilmeleri durumunda, büyük olasılıkla çok farklı bir tavır takınacakları önemli dış politika meselelerinden biri Ukrayna olacak.
Trump'ın bu konudaki tavrı, Ukrayna'nın Rus işgaline direnmesini destekleyenlerde rahatsızlık yaratıyor.
Ukrayna'ya destek veren Avrupa ülkelerinde, Trump'ın başkan seçilmesinin desteği zayıflatacağı ve Rusya'yı pervasızca davranmaya teşvik edeceği korkuları var.
Harris kamuoyu önünde Başkan Biden'ın, Ukrayna'nın 2022'de başlayan işgaline direnmesi için askeri malzemeler yollamasına tam destek verdi.
Harris "Kesinlikle Ukrayna'ya yardım fonunu, İsrail'e yardımı geçirmeliyiz. Tüm bu meseleler konusunda yapmamız gerekenler kritik derecede önemli" demişti.
Kamala Harris, Rus tankları Ukrayna'ya girmeden haftalar önce yapılan 2022 Münih Güvenlik Konferansına katılan Amerikan heyetine liderlik etmişti.
Haziran 2024'te de İsviçre'de yapılan Ukrayna'da Barış Zirvesi'nde ABD'yi temsil etti.
Ancak her iki seferde de, daha yoğun dış politika deneyimine sahip yetkililerin desteğini vardı. Münih'te Dışişleri Bakanı Antony Blinken, İsviçre'de de Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan, başkan yardımcısına eşlik etti.
Biden ve birçok yabancı liderin tersine Harris, görevdeyken hiç Ukrayna'ya gitmedi. Ancak Ukrayna lideri Volodimir Zelenski ile altı kez görüştü.
Donald Trump'ın JD Vance'i başkan yardımcısı adayı olarak seçmesi, Avrupa'da Trump'ın "Önce Amerika" politikasının, Ukrayna'ya Rusya lideri Vladimir Putin'e taviz verme baskısı yaratabileceği kaygılarını alevlendirdi.
Avrupa yönetimlerindeki korku, gelecekteki olası bir Trump yönetiminin, bir barış anlaşmasında Ukrayna'ya toprak tavizinde bulunmasını sağlamaya çalışması.
Rusya ve NATO
Kamala Harris, ABD'nin daima NATO'ya karşı yükümlülüklerini yerine getireceği taahhüddünde bulundu.
Trump'ın NATO'ya üye ülkelerin Gayri safi Yurtiçi Hasılaları'nın en az % 2'sini savunmaya harcamamaları halinde NATO'dan çıkma tehditlerini sert bir şekilde eleştirdi.
Trump, bunu yapmamaları halinde Rusya'yı NATO ülkelerini işgal etmeye teşvik edeceğini söylemişti.
Harris "Eski bir ABD Başkanı'nın acımasız bir diktatörü müttefiklerimizi işgale teşvik etmesi ve ABD'nin de bunu oturup izleyeceğini söylemesi fikri. Hiçbir ABD başkanı, hangi partiden olursa olsun, bir Rus diktatöre boyun eğmedi" demişti.
İsrail ve Gazze
Harris, Hamas'ın 7 Ekim 2023'te düzenlediği saldırıdan sonra İsrail'e büyük destek verdi ve ülkenin kendini savunma hakkı olduğunu söyledi.
Başkan Yardımcısı Kasım 2023'te "İsrail'e kendisini savunması için verdiğimiz desteğe herhangi bir koşul getirmeyeceğiz" demişti.
Ancak bir ay sonra, İsrail'e karşı Biden ve diğer yönetim yetkililerinden çok daha eleştirel bir tavır takındı ve İsrail'in Gazze'deki saldırılarında "çok fazla masum Filistinli'nin öldürüldüğünü" ifade etti. Ayrıca, "İsrail masum sivilleri korumak için daha çok şey yapmalı" diye konuştu.
Harris, ABD ve dünya genelindeki büyük İsrail karşıtı protestoların ardından, Mart ayında "İsrail yardım akışını önemli oranda artırmak için daha fazlasını yapmalı. Bahanesi yok" dedi
Ayrıca, İsrail'e sınır geçiş noktalarını açması ve insani yardım çalışanlarını koruması çağrısında bulundu.
22 Temmuz'da Gazze'deki Sağlık Bakanlığı İsrail'in saldırılarında en az 39.006 kişinin öldüğünü açıkladı.
Trump, başkanlığı döneminde İsrail'e büyük destek verdi. İsrail'e ziyaretinde tartışmalı bir şekilde Kudüs'ün İsrail'in başkenti olmasına ABD'nin destek verdiğini söyledi.
Kamala Harris, başkan yardımcılığı sırasında iki kez Orta Doğu ziyaret yaptı ama İsrail'e gitmedi.
Orta Amerika
Harris'in başkan yardımcısı olarak sorumluluklarından biri, Meksika sınırından gelen göçün nedenlerini ele almaktı.
Trump ve diğer Cumhuriyetçi Partililer, bu konuda Harris'i eleştirdi ve göç dalgasını durdurmakta başarısız olduğunu söylediler.
Mart 2021'de Guetemala'ya yaptığı bir ziyaret sırasında, NBC'nin sunucularınan Lester Holt Harris'e neden ABD-Meksika sınırına gitmediğini sormuştu ve muhalifleri verdiği yanıtla dalga geçmişti.
Harris, görevinin Orta Amerika'dan ABD'ye gelen göçün altında yatan nedenleri çözmek olduğunu ve "Avrupa'ya da gitmediğini" söylemişti.
Harris daha sonra Haziran 2021'de Teksas'a yaptığı ziyaret sırasında Meksika sınırına da gitti.
Cumhuriyetçiler Harris'e "sınır çarı" adını takarken, Biden yönetimini güneyden gelen göçün artmasına izin verdiği gerekçesiyle eleştirdi.
Meksika'dan gelen göçe engel olmak, Trump'ın başlıca amaçlarından biri. 2016'daki seçim kampanyasında da sınıra duvar inşa etme sözü vermişti.
Harris'in başkan yardımcılığı döneminde, yasadışı sınır geçişleri 2021, 2022 ve 2023'te rekor kırarken, 2024'de büyük düşüş oldu.
Başkan Biden'ın Haziran ayında çoğu göçmenin iltica başvurusu yapmasını engelleyen başkanlık emrinden sonra geçişler, son üç yılın en düşük seviyesine geriledi.
Harris ayrıca, başkan yardımcılığında Orta Amerika'ya 2021'de bir günlük ve 2022'de üç günlük olmak üzere sadece iki gezi yapması nedeniyle eleştiri aldı.
Çin
Trump gibi, Harris'de Çin'e eleştirel bir tavır takınıyor. Ancak eski başkanın tersine Harris'in odağı gümrük vergileri değil, jeopolitik güç mücadeleleri.
Harris, Çin'i Güney Çin Denizi'ndeki aidiyet anlaşmazlıklarında "zorbalık" yapmakla suçladı.
Pekin ise Washington'ı aidiyeti tartışmalı sulardaki gerilimlerin arkasındaki "gizli el" olmakla itham etti.
Harris, başkan yardımcısı olarak Güney Kore'yi dört kez ziyaret etti
Güney ve Kuzey Kore arasındaki askerden arındırılmış bölgeye gitti ve Çin'in bölgedeki nüfuzunu kırmak için yapılan girişimlerin altını çizdi.
Trump ise 2019'da askerden arındırılmış bölgeye yaptığı gezisinde Kuzey Kore'ye geçip, ülkenin lideri Kim Jong-un ile el sıkışmıştı. Ayrıca Kim ile Singapur'da bir de görüşme yapmıştı.
Trump Kim ile buluşmalarını vurgularken, Harris çok daha bilindik bir tutum takındı ve geleneksel müttefiklerine açıklamalarıyla destek verdi.
Trump yönetimi de, Biden yönetimi de Çin mallarına yönelik gümrük vergileri koydu.
Biden yönetimi, ülkedeki elektrikli araç endüstrisini geliştirmek için, Çin'den elektrikli araç ithal etmeyi daha pahalı bir hale getirdi.
Bu arada Trump da yeşil endüstrilere desteği azaltmayı veya sonlandırmayı vaat ediyor.
Afrika ve Orta Doğu
Harris, 2023'te Afrika'yı ziyaret eden çok sayıda ABD'li yetkiliden biri oldu.
Bu hamle, ABD yönetiminin, kıtada özellikle Çin ve Rusya gibi diğer küresel güçlerle artan rekabet karşısında, Afrika ülkeleryile ilişkilerini derinleştirme niyetinin göstergesi.
Harris Mayıs 2024'te Afrika halklarının internet erişimini iki katına çıkartıp, nüfusun % 80'ine çıkartma planlarına destek vereceklerini açıkladı.
Harris ayrıca Suudi Arabistan'ın operasyonlarını kısıtlamada aktif bir rol oynadı. Buna, Yemen'de yaklaşık 10 yıldır süren isyana karşı koymak için Yemen hükümetiyle ortaklık yapmak da dahil.
Harris, senatör olarak da Yemen'deki faaliyetleri ve Washington Post yazarı Cemal Kaşıkçı'nın İstanbul'daki Suudi Arabistan Konsolosluğu'nda öldürülmesinde oynadığı rol nedeniyle, Suudi Arabistan'a silah satışının kısıtlanması yönünde oy kullandı.
2018 ve 2019'da, Suudi Arabistan'ın Yemen'deki faaliyetlerinde ABD'nin askeri işbirliğinin sonlandırılmasını öngören yasa tasarıları hazırladı.
Ancak, Suudi Arabistan'ı tamamen dışlamamak konusunda da dikkatliydi.
ABD'li düşünce kuruluşu Dış İlişkiler Konseyi'nde 2020'de yaptığı konuşmada "ABD ve Suudi Arabistan'ın, Suudilerin güçlü ortaklar olduğu terörle mücadele gibi karşılıklı çıkarları var" demişti.
İnsan hakları
Harris, Nato müttefiki Türkiye ve Ermenistan arasında 100 yıldır gerilim kaynağı olan 1915 olaylarının "soykırım" olarak tanımlanmasına destek verdi.
Harris, Tahran'ın nükleer programının kısıtlanması için 2015'te varılan Kapsamlı Ortak Hareket Planını da destekledi.
Harris ayrıca, Trump'ın başkanlığı döneminde önde gelen İranlı general Kasım Süleymani'nin öldürüldüğü saldırıyı kınadı.
Kamala Harris daha sonra İranlı liderlere ve hedeflere yönelik başka saldırıları engellemeyi öngören bir yasa tasarısı hazırladı, ancak başarısız oldu.