Dem Parti’den Diyarbakır ve Mardin’deki Yangın İçin Çağrı: “Burası Acilen Afet Bölgesi İlan Edilmelidir”

AHMET ÜN

(MARDİN) - DEM Parti Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları, Diyarbakır ve Mardin arasında çıkan yangın bölgesinde yaptığı açıklamada, bölgenin afet bölgesi ilan edilmesi çağrısında bulunarak, "Bugün burada acil olarak yapılması gerekenler başlığı altında sayacağımız şeyler var. Buranın acilen afet bölgesi ilan edilmesi ve afet bölgesinin gerektirdiği şekilde burada halkımızın yaşadığı mağduriyetin giderilmesi birinci hedef olarak belirlenmelidir. Evet canlarımız gitti, yiten canlarımızın ailelerinin acılarını gücümüz yettiğince paylaşmaya çalışıyoruz" dedi.

DEM Partisi Eş Genel Başkanları Tuncer Bakırhan ve Tülay Hatimoğulları, beraberindeki Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Ayşe Serra Bucak Küçük, Mardin Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Ahmet Türk, DEM Parti milletvekilleri ve çok sayıda belediye başkanıyla birlikte önceki gün Diyarbakır ve Mardin arasında çıkan yangın bölgesinde incelemede bulunarak, hayatını kaybedenlerin ailelerine taziye ziyaretinde bulundu.

Mardin'in Mazıdağı ilçesine bağlı kırsal Yücebağ Mahallesi'ndeki taziye ziyaretinin ardından açıklama yapan DEM Parti Eş Genel Başkanları, bölgenin afet bölgesi ilan edilmesi çağrısında bulundu.

İlk olarak söz alan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, yangının çıkış nedeni bir an önce araştırılması gerektiğini ifade ederek, "Yaşamını yitiren arkadaşlarımızın, canlarımızın ailelerine başsağlığı diliyorum. Başımız sağ olsun, Kürt halkının başı sağ olsun. Büyük bir acı ve felakettir. Çok ciddi iddialar var. Bu iddiaların kesinlikle araştırılması gerekiyor. Bölgede araştırma yapan, çalışma yürüten STK'ların ve ilgili kurumların da bu konuda hazırlamış oldukları raporlar var. Yangının DEDAŞ'ın direk tellerinin yere düşmesiyle başladığını belirtiyorlar. Görgü tanıkları da var. Bunun iyice araştırılması gerekiyor. Çünkü 14 canımızı yitirdik, hala ağır yaralı olan arkadaşlarımız, canlarımız hastanede var. Umarım sayı artmaz. Sabotaj mı dersiniz, DEDAŞ'ın direkleri mi dersiniz, bunların ivedilikle araştırılması gerekiyor. Haraç almasını bilen, elektriği kapatan ama 40-50 yıldır onarmayan, halkımızın tüm uyarılarına rağmen hala bu bölgede odun direkler kullanan DEDAŞ bu cinayetin sorumlularındandır. Bunun araştırılması gerekiyor" dedi.

'Halkımızın yaralarını hep birlikte sarmaya çalışacağız'

Olayın takipçisi olacaklarını aktaran Bakırhan, "Bu meselenin de Türkiye kamuoyu tarafından iyi izlenmesi gerekiyor. Biz bu meselenin kesinlikle peşini bırakmayacağız. Halkımızın acısının yanında olacağız. Birlikte dayanışacağız, birlikte paylaşacağız. Halkımızın yaralarını hep birlikte sarmaya çalışacağız. Tekrar başsağlığı dileklerimi iletiyorum. Acınızı paylaştığımızı belirtmek istiyorum" diye konuştu.

'Bölge afet bölgesi ilan edilmeli ve halkımızın mağduriyeti acilen giderilmelidir'

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları ise, dayanışma çağrısında bulundu. "Bugün burada acil olarak yapılması gerekenler başlığı altında sayacağımız şeyler var" diyerek sözlerine başlayan Hatimoğulları, şunları söyledi:

"Buranın acilen afet bölgesi ilan edilmesi ve afet bölgesinin gerektirdiği şekilde burada halkımızın yaşadığı mağduriyetin giderilmesi birinci hedef olarak belirlenmelidir. Evet canlarımız gitti, yiten canlarımızın ailelerinin acılarını gücümüz yettiğince paylaşmaya çalışıyoruz. Toplumsal dayanışmayla, kenetlenerek, bizleri doğal afetlerde ölüme terk eden sisteme karşı daha çok dayanışarak ancak bu acıları hafifletebiliriz. Bugün DEDAŞ bunun birinci sorumlularındandır. Kentlerimizdeki kent koruma oluşumlarının, ekoloji platformlarının yaptığı çalışmalar ve kesin olmayan raporlar 55 bin dekarlık alanın yandığını ve bunun 22-23 bin dekarlık alanının da ekili arazi olduğunu gösteriyor. Aynı raporlara ve yine görgü tanıklıklarının tanıklıklarına göre, yangın valiliğin ya da resmi temsilcilerin dediği gibi anız yakmadan değil elektrik tellerindeki arızalardan kaynaklanmıştır. Bu iddialar önemlidir, görgü tanıklıklarının tanıklıkları önemlidir. Yargı, görgü tanıklarını dinlemek zorundadır. Yerel ve ekoloji platformlarının hazırladığı ve daha sonra kesin olarak sunacağı raporlar bilirkişi olarak kabul edilmelidir. Bunlar önemlidir ve yargı bunu dikkate almalıdır. Yargıda gerçekten hakka, hukuka, adalete ve görgü tanıklarının gerçek tanıklıklarına göre verilecek ceza ile ailelerin ve halkımızın yüreği bir nebzede olsa soğutulur. Bugün Türkiye'nin en çok gündemde olan elektrik şirketi DEDAŞ'tır. Parlamentodaki kayıtlara baktığımızda, en fazla soru ve araştırma önergesi DEDAŞ hakkında verilmiştir. Çünkü DEDAŞ zaman zaman elektrikleri keserek halkımıza zarar vermiştir. Elektrik tellerinin tam 37 yıldır bu bölgede bakımları yapılmamıştır. Arkamızda bulunan şu incecik tahta direkler üzerine çekilmiş elektrik hatlarının bakımsızlığından bu yangınların yaşandığı aşikardır. Burada ikinci en acil talep, bu yangın silsilelerini durmak için en acil talep DEDAŞ'ın acilen bölgedeki bütün elektrik şebekesini bakım ve onarımdan geçirmesidir. Çağımıza uygun teknolojik altyapıya göre yeniden yapılandırılmalıdır. DEDAŞ bu görevi yapmadığı sürece de bundan sonra çıkacak herhangi bir yangından sonra çiftçilerimizin ve emekçilerimizin yaşayacağı zararın birinci dereceden sorumlusu olacaktır."

'Bu alanın meslek odaları ve bilirkişileri buraya gelmeli, raporlarını tutmalı'

DEM Parti olarak hem hukuki süreçte hem de toplumsal dayanışma bağlamında bölge halkının yanında olacaklarını ifade eden Hatimoğulları, "Belediyelerimiz zaten büyük bir görev sorumluluğuyla ve insanları yaşama bağlama aşkıyla çalışmalarını yürüttüler. Bizler de hem Ankara'da hem bölgede, hem merkezi siyasette hem de yerellerde yerel yönetimlerimizin bütün çabalarıyla değerli halklarımızın yanında olmaya devam edeceğiz. Acılar paylaşarak azalır. Büyük bir toplumsal dayanışmayla, yaşanan bu büyük felaketi ve acıyı hep birlikte daha da küçültmemiz mümkün. Toplumsal dayanışma ağlarımız en güçlü şekilde bölgeye gelip incelemelerini yapmalıdır. Türkiye'nin her yerinden ekoloji hareketleri, bu alanın meslek odaları ve bilirkişileri buraya gelmeli, raporlarını tutmalı, bu dayanışmayı acılı halkımızla birlikte paylaşmalıdır. Hepinize çok teşekkür ediyorum. Bir kez daha başımız sağ olsun" şeklinde konuştu.